Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA 05557493919
busra.kara@icloud.com
A KÜMESİ KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
11/05/2021
PARANOİD KİŞİLİK
BOZUKLUĞU Paranoid kişilik
bozukluğu olan kişiler başkalarına karşı yaygın bir kuşkuculuk ve güvensizlik
sergilemekte ve bu da birçok kişiler arası zorluğa yol açmaktadır. Bu kişiler
kendilerini suçsuz olarak görmekte, kendi hataları ve başarısızlıkları için
başkalarını suçlamaktadırlar. Bu tip insanlar kronik olarak gergin ve savunma
durumundadır, sürekli olarak kendileri üzerinde oyunlar oynandığını düşünmekte
ve beklentilerini doğrulayacak ipuçlarını ararken aksi yöndeki tüm kanıtları
göz ardı etmektedirler. Çoğu zaman arkadaşların sadakati konusunda endişelere
kapılmaktadırlar. Bu nedenle de başkalarına açılma konusunda isteksiz olmaktadırlar.
Genel olarak kinci davranmakta ve hakaretleri, ufak kusurları bağışlamayı
reddetmekte, hemen öfkeli tepkiler vermekte, bazen de şiddet içerikli
davranışlar sergilemektedirler. Paranoid kişilikleri olan
insanların genellikle psikotik olmadığını unutmamak gerekmekte, yani çoğu zaman
gerçeklikle ilişkilerini yitirmemekte ve bununla birlikte stresli dönemlerde
geçici psikotik belirtiler sergileyebilmektedirler. Paranoid-şizofrenler de
paranoid kişilikte görülen bazı belirtileri sergileyebilmekte, ancak bu
kişilerde gerçeklikten uzun süreli kopma, sanrı ve halüsinasyon gibi birçok başka
sorunda gözlemlenmektedir. Paranoid kişilik
bozukluğunun birincil özellikleri arasında olan yüksek düzeyde antagonizma (düşük
geçinilebilirlik) ve nörotisizmin (öfke-düşmanlık) genetik aktarım yoluyla
ortaya çıkmasına neden olabilecek ortalama bir paranoid kişilik bozukluğu eğilimi
söz konusu olmaktadır. Anne babanın ihmal ya da kötü muamelesi ve şiddete
eğilimli yetişkinlere maruz kalma, bu bozuklukta rol oynadığı düşünülen
psikososyal etkenler arasında sayılabilmekte, bununla birlikte erken dönemde
yaşanan olumsuz deneyimler ile yetişkinlik dönemindeki paranoid kişilik
bozukluğu arasında kurulabilecek herhangi bir bağlantının diğer bozukluklarda
da rolü olabilmekte ve yalnızca, kesin olarak bu bozukluğu özgün olduğu
söylenememektedir. ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU Şizoid kişilik bozukluğu
olan kişiler genellikle sosyal ilişkiler kuramamakta ve buna fazla ilgi de
duymamaktadırlar. Bunun sonucunda da genellikle iyi arkadaşları olmamakta fakat
yakın bir akraba buna istisna olabilmektedir. Bu tip insanlar duygularını ifade
edememekte ve soğuk ve mesafeli bireyler olarak görülmektedirler. Çoğu zaman
sosyal becerilerden yoksundurlar ve münzevi ilgi alanları ve işlevleri olmaktadır.
Yalnız olmayı seven ya da içedönük kişiler olarak sınıflandırılsalar da yalnızlığı
seven ya da içedönük olan kişilerin çoğunda şizoid kişilik bozukluğu bulunmamaktadır.
Birçok etkinlikten hoşlanmama eğilimi sergilemekte, cinsel etkinlik de bunların
arasında yer almakta ve nadiren evlenmektedirler. Daha genel olarak, duygusal
açıdan çok tepkisel olmamakta, güçlü pozitif ya da negatif duyguları nadiren
yaşamakta ancak genellikle kayıtsız bir ruh hali sergilemektedirler. Bu eksiklikler
soğuk ve ilgisiz görünüşlerini arttırmaktadır. Şizoid kişiliğin ayırıcı
özelliklerinde kalıtım olasılığının da oldukça düşük olduğu bilinmektedir. Bilişsel
kuramcılar, şizoid kişilik bozukluğu olan kişilerin soğuk ve kayıtsız
davranışlar sergilemesini kendilerini, tek başına kendine yetebilen,
başkalarını ise davetsiz misafir olarak görmelerine yol açan inanış özünde “Aslında
yalnızım” ya da “İlişkiler karmaşık ve nahoş” olabilmektedir. ŞİZOTİP KİŞİLİK BOZUKLUĞU Şizotip kişilik bozukluğu
olan kişiler de aşırı derecede içedönüktür ve yaygın sosyal ve kişiler arası
sorunlar yaşamakta ancak buna ek olarak bilişsel ve algısal bozuklukların yanı
sıra iletişim ve davranışlarda tuhaflıklar söz konusu olmaktadır. Genellikle
gerçeklikten kopma olmasa da yüksek oranda kişiselleştirilmiş ve batıl düşünme,
şizotip kişiliğin karakteristik özelliğidir ve aşırı stresli durumlarda bu
kişiler geçici psikotik belirtiler sergileyebilmektedirler. Gerçekten de bazen
sihirli güçleri olduğuna ve büyü ritüelleri gerçekleştirebileceklerine
inandıklarına sık rastlanmaktadır. Referans düşünceleri (başkalarının söylediklerinin
ya da beden dillerinin özel anlamları veya kişisel önlemleri olduğu inancı),
tuhaf konuşma ve paranoid inançlar diğer bilişsel-algısal sorunlar arasında
sayılabilmektedir. Düşünme, konuşma ve diğer davranışlarındaki tuhaflıklar, bu
bozukluğun en tutarlı özellikleri olmakta ve şizofreni hastalarında görülen özelliklere
benzerlikler sergilemektedir. Bu bozukluğun genel
nüfustaki yaygınlık oranı %2 dolaylarındadır. Şizotip kişilik bozukluğunun
kalıtım düzeyi ortadır ve şizofreni ile arasında biyolojik bağlantı olduğu da belgelenmektedir.
Örneğin, şizotip kişilik bozukluğu olan hastaların yanı sıra üniversite
öğrencileri üzerinde yürütülen bir dizi çalışmada şizofrenide olduğu gibi
hareketli bir hedefi görsel olarak takip etmede benzer yetersizlikler
görülmektedir. Yine bu çalışmalarda bilişsel işleyişte çeşitli orta dereceli
kusurlara rastlanmakta, dikkati sürdürme yeteneğindeki ve çalışan bellekteki
kusurlar da bunlar arasında yer almakta ve bu kusurların her ikisine şizofrenide
de rastlanmaktadır. KAYNAKÇA Bernstein, D., & Useda, J. D. (2007).
Chapter 3: Paranoid personality disorder. In W. O’Donohue, K. Fowler, & S.
Lilienfeld (Eds.), Personality disorders: Toward the DSM-5 (pp. 41–62). Los
Angeles: SAGE Publications. McGlashan, T. H., Grilo, C. M., Sanislow, C. A., Ralevski,
E., Morey, L. C., Gunderson, J. G., Skodol, A. E., Shea, M. T., Zanarini, M.
C., Bender, D., Stout, R. L., Yen, S., & Pagano, M. (2005). Two-year
prevalence and stability of individual DSM-IV criteria for schizotypal,
borderline, avoidant, and obsessive-compulsive personality disorders: toward a
hybrid model of axis II disorders. The American journal of psychiatry, 162(5), 883–889. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.162.5.883 Miller, M. B., Useda, J. D., Trull, T. J., Burr, R. M., &
Minks-Brown, C. (2001). Paranoid, schizoid, and schizotypal personality disorders. In P. B. Sutker & H. E. Adams (Eds.), Comprehensive handbook of psychopathology (p. 535–559). Kluwer Academic/Plenum Publishers. Raine, A. (2006). Schizotypal personality:
Neurodevelopmental and psychosocial trajectories. Annual Review of Clinical
Psychology, 2, 291-326. Siever, L. J., Bernstein, D. P., & Silverman, J. M.
(1995). Schizotypal personality disorder. In W. J. Livesley (Ed.), Diagnosis and treatment of mental disorders. The DSM-IV
personality disorders (p. 71–90). Guilford Press. Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra
KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BOŞANMA SÜRECİ - 14/05/2024 |
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası. |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
MADDE BAĞIMLILIĞI - 27/09/2022 |
Madde bağımlılığının sebebi denildiğinde, bir tek nedenden bahsetmek mümkün değildir. Birden fazla sebep bir arada olabilmektedir. |
KEKEMELİK - 24/08/2022 |
Kekemelik, konuşmanın akıcılığındaki bozukluklar ile karakterize bir konuşma bozukluğudur. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
ADDICTION - 12/12/2021 |
Addiction is defined as taking a substance to achieve a certain effect, continuing to take the substance despite the physical, mental or social problems that arise in this process, and increasing the amount of the substance to achieve the same effect |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ - 07/11/2021 |
Bu sebeple ailelerin çocuklarına iyi bir rol model olmaları gerekmektedir ve çocuğun eğitim hayatı boyunca öğretmenleri ile iş birliği içerisinde çocuğun olumlu davranışları desteklenmelidir. |
DİSLEKSİ - 11/10/2021 |
Okuma bozukluğu olarak da bilinen disleksi, normal zekaya rağmen okuma problemi ile karakterizedir. Disleksi, kelimeleri okuma, heceleme ve yazmada ve bazen aritmetikte ciddi zorluklar olarak ortaya çıkan nörolojik temelli bir öğrenme bozukluğudur. |
ROMANTİK KISKANÇLIK - 19/09/2021 |
Kıskançlık, önem verilen bir kişiyle ilişkinin bozulması ya da tehlikeye girmesiyle artan kızgınlık, mutsuzluk ve korku duygularının birleşimiyle açığa çıkan sapkın bir duygu durumu olarak tanımlanmaktadır. |
Devamı |