Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA 05557493919
busra.kara@icloud.com
DİSLEKSİ
11/10/2021
Disleksi kelimesi Yunanca kökenli
olup yetersiz anlamında kullanılan dis ve kelime anlamında
kullanılan leksi sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Okuma
güçlüğü yaşayan bireylerde gözlemlenen özellikleri genel olarak şu şekilde
sıralanmıştır: Okumada sorun
yaşayan bireylerde kısa süreli hafıza, dikkat ve göz-motor koordinasyon
sorunları karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca duygusal açıdan zayıf olmakta ve düşünmeden
okuma yapmaktadırlar. Disleksili
bireyler sözcükleri doğru ve akıcı okuyamadıkları için okuduğunu anlama durumu
da onlar için zorlaşmaktadır. Okuma güçlüğü, normal ya da normalin üstündeki
zekâya sahip bireylerde daha çok karşımıza çıkmaktadır. Disleksi,
gelişimsel ve edinilmiş disleksi ve yüzeysel ve fonolojik disleksi olarak 2
ayrı şekilde sınıflandırılmaktadır. Gelişimsel
Disleksi ve Edinilmiş Disleksi Herhangi bir
beyin hasarı olmaksızın okumayı öğrenmede karşılaşılan güçlüktür. Gelişimsel
disleksi karşımıza dil problemi olarak çıkmaktadır. Gelişimsel disleksili
bireylerin herhangi bir işitsel, nörolojik ya da psikolojik problemleri
olmamasına rağmen okumada esnasında zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Okuma yetisini daha önceden gerçekleştirmiş ancak daha sonrasında
beyin hasarına bağlı olarak okumada güçlük yaşanmasına edinilmiş disleksi
denilmektedir. Beynin sol yarıküresinin dil ile ilgili olduğu ve bu bölgede
oluşan hasarın dil sorunlarına neden olabileceği ve ayrıca okuma ile konuşma
bozukluklarına da neden olabileceği belirtilmektedir. Ancak günümüz çalışmalarından
da bildiğimiz üzere dil alanı, beynin sol yarıküresinde yer almaktadır
diyemeyiz. Dil alanı, beynin baskın yarıküresinde yer almaktadır ve bu baskın yarıkürenin
hasarı sonucunda ise bireyde konuşma, anlama, adlandırma ve tekrarlama
sorunlarından biri ya da birkaçı ortaya çıkmaktadır. Günümüzde ise karşımıza en çok çıkan disleksi türü gelişimsel
disleksidir. Disleksinin etiyolojisine dair günümüzde hala kesin bir bulgu
bulunamamaktadır. Yüzeysel Disleksi ve Fonolojik Disleksi Yüzeysel disleksi kelimeyi tanımada zorluk olarak karşımıza
çıkmaktadır. Aynı zamanda yüzeysel disleksi tanılı bireylerin kelime hazneleri
oldukça zayıf olmaktadır. Ayrıca, fonolojik olarak benzer sesleri birbirine
karıştırmaktadırlar. İlk defa karşılaştıkları kelimeleri okuyacakları zaman,
kelimeyi bir bütün olarak okumaktansa seslerine ayırarak okumaktadırlar. Bu tür
disleksiye sahip olan bireyler anlamsız sözcükleri rahatlıkla okuyabilirken,
düzensiz kelimeleri okumakta ise güçlük yaşamaktadırlar. Bu bireylerin
beyinlerindeki kodlama aşamasında herhangi bir problem bulunmamaktadır ancak
kelimeyi şekilsel olarak kodlayamamaktadırlar ve bu sebeple kelimeleri
kodlarken bu işlemi fonemlerine ayırarak yapmaktadırlar. Son olarak fonolojik dislekside ise bireyler, öğrenilen kelimeleri
yani aşina oldukları kelimeleri okumada güçlük yaşamazken uydurma sözcükleri
okumada güçlük yaşamaktadırlar. Yüzeysel disleksinin tersine fonolojik
disleksili bireylerde beyinlerinde kodlama sorunu yaşanmaktadır. Aşina oldukları
kelimeleri görsel analiz sayesinde kolayca okuyabilmektedirler. Fonolojik
disleksili bireyler, alfabede bulunan sesleri çıkarmada ve grafem ile fonem
uyumunu çözmede zorluklar yaşamaktadır. Bu sebeple bu disleksi türüne sahip
bireyler genellikle yavaş okuyucu olarak belirtilmektedir. Kelimeleri okurken, kelimenin
içinde yer alan sesleri okuyamamaktan ya da yanlış okumaktan çekinmeleri yavaş
okumalarına sebep olmaktadır. Fonolojik disleksi ve yüzeysel disleksi hem
gelişimsel dislekside hem de edilmiş dislekside görülebilmektedir. KAYNAKÇA BALCI E (2017). Disleksi:
Tanımı, sınıflandırılması ve belirtileri. SDU İnternastional Journal of Educational
Studies, 4(2): 166-180. ORTON ST (1925).
"word-blindness" in school children. Archieves of Neurology and
Psychiatry, 14: 581-615. POLLATSEK A, RAYNER K
(1989). The psychology of reading. Prentice-Hall. VERHOEVEN L, VAN LJ (2008).
Prediction of the development of reading comprehension: a longitudial study. Applied
Cognitive Psychology, 22: 407-423. YILMAZ M (2008). Türkçe'de
okuduğunu anlama becerilerini geliştirme yolları. Mustafa Kemal Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 9(5): 131-139. Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BOŞANMA SÜRECİ - 14/05/2024 |
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası. |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
MADDE BAĞIMLILIĞI - 27/09/2022 |
Madde bağımlılığının sebebi denildiğinde, bir tek nedenden bahsetmek mümkün değildir. Birden fazla sebep bir arada olabilmektedir. |
KEKEMELİK - 24/08/2022 |
Kekemelik, konuşmanın akıcılığındaki bozukluklar ile karakterize bir konuşma bozukluğudur. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
ADDICTION - 12/12/2021 |
Addiction is defined as taking a substance to achieve a certain effect, continuing to take the substance despite the physical, mental or social problems that arise in this process, and increasing the amount of the substance to achieve the same effect |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ - 07/11/2021 |
Bu sebeple ailelerin çocuklarına iyi bir rol model olmaları gerekmektedir ve çocuğun eğitim hayatı boyunca öğretmenleri ile iş birliği içerisinde çocuğun olumlu davranışları desteklenmelidir. |
ROMANTİK KISKANÇLIK - 19/09/2021 |
Kıskançlık, önem verilen bir kişiyle ilişkinin bozulması ya da tehlikeye girmesiyle artan kızgınlık, mutsuzluk ve korku duygularının birleşimiyle açığa çıkan sapkın bir duygu durumu olarak tanımlanmaktadır. |
KOMPULSİF BİRİKTİRME DAVRANIŞI - 31/07/2021 |
Biriktirme,işe yaramaz ya da sınırlı değere sahip görünen nesneleri edinme ve atmada başarısızlık olarak tanımlanmaktadır.Kavram,aşırı biriktirme ve az kullanılan nesneleri atmakta başarısızlıkla ilişkilendirilen davranışsal bir duruma karşılık gelir |
Devamı |