uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
sabihaisik@outlook.com
Borderline (sınırda) kişilik bozukluğu nedir?
26/12/2021 Borderline (sınırda) kişilik bozukluğu nedir? İlk olarak borderline kişilik
bozukluğu olan bir danışanın kendi ağzından nasıl hissettiği ile ilgili yazıma
başlamak istiyorum. “İnsanlar, sınırda kişilik
bozukluğuyla yaşamın nasıl bir şey olduğunu bilmek istiyor. Hiç yaşamıyor gibi
hissediyor ya da muhtemelen çok canlısın. Yükseğin en tepesini ve dibin en
dibini hisseden birisin. Küçük şeylerle kolayca tetikleniyorsun. Birinin
seninle konuşurken saatine bakması, kendini dinlememiş gibi hissettiriyor. Değişiklik
için, olumlu düşünmenizi söyleyen biri sizi görünmez hissettiriyor. İntiharın
korkaklar için olduğunu söyleyenler, sana anlaşılmamış hissettiriyor.
Kendinizi, biraz normal yaşıyor ve bir gün bile mutlu bulsanız bir şey sizi
tetikliyor ve yakındaki her şeyi çabucak terk ediyorsun. Sana yakın olan her
şeyi. İlişkiler en zorudur. Kendinizi, en çok sevdiğiniz insanları sürekli
itiyor bulursunuz. Kafanın içinde sesler çığlık atarken, durmak istersin ama
yapamazsın ve yavaş yavaş en çok değer verdiğin ilişkileri yok etmeye
başlarsın. Bazen kendinizi bir yük olarak görürsünüz. Herhangi birinin seni
sevebilmesi ise imkansızdır. Bazen, çok parlak ve sevildiğini hissedeceksin.
Ancak kolayca karanlığa çalabilir. Küçük, kötücül bir yorum tarafından
tetiklendiğinde öfke vücudunda titreşir ve karanlığı kendin kontrol etmek için
çabalarsın. Acıyı kontrol altına alabilmek ya da hayatta olduğunu kanıtlamak
için vücuduna zarar verebilir ve bunu hakettiğini söyleyebilirsin. Taşımakta
olduğun, yaşamak istemediğin ile ilgili sürekli ve sabit bir düşünce vardır.
Bazen sıcak bir battaniye gibi hissettirir. Bazen de bir kabusta sıkışmış
hissedersin. İnsanlara güvenmek zordur. Gerçek seni göreceklerine dair bir
korku olabilir. Karanlık seni sevilmediğine inandırır. Gerçekte kim olduğunu
bilmek için mücadele edersin. Gerçekten nasıl hissettiğinizi ifade etmek
zordur. İlişkilerinizi, fırsatları yok eden kasırga gibi görünmeye başlarsınız.
Bu dünyanın sana karşı olduğunu hissettirebilir ve bunların senin başına
geldiğini. Kasırga başladı mı ulaşılman çok zor. Karanlık bir ormanda pusulası
olmayan bir savaşçısın ve gerçek düşmanın kim olduğunu bile söyleyemeyecek
kadar acizsin. Asla güvende hissetmezsin. Karanlık güçlenmeye başladığında
kendini ve izlerini yok etmeye başlarsın. O halde iki seçeneğin olur. Yardıma
ulaşabilirsin ya da intihara kalkışabilirsin. Ama bir borderline olarak
direniyorsun ve tekrar deniyorsun. Acıyı öylesine derinden hissediyorsun ki onu
bastırıyorsun. Umut, sevgi ve merhamet arıyorsun. Ben bir sınır kişiliğim. “ Yoğun öfke, dürtüsellik, intihar
düşünceleri… Borderline kişilik bozukluğu çok
sık bir şekilde karşılaştığımız ama çok da fazla bilinmeyen bir rahatsızlık.
Borderline kişilik bozukluğunun en temel sebeplerinden bir tanesi aslında
çocuğun kendi benliği ile bir bölünmüşlüğün olmuş olması olarak
değerlendiriliyor. En önemli etkenlerini ise dört alanda sınıflayabiliriz; Duygusal Alan: Öfke, kaygı, pişmanlık, abartılı
duygular… Duygusal alanla ilgili bozukluk
vardır. Bu kişiler aşırı irritable yani bir anda öfkelenebilirler. Bir anda bir
insanı göklere çıkarabilir bir anda yerlebir edebilirler. Yani o yüzden hayat
onlar için ya siyah ya da beyazdır. Aşırı kaygılı olabilirler. Bir anda
öfkelenmeleri bile impulsif dediğimiz ani ve dürtüseldir. Yapılmış olan çoğu
şeyi yaptıktan sonra aniden pişmanlık hissedebilirler. Birisine bağırıp çağırıp
birisine saldırıp farklı şeyler yapabilir ama bir taraftan da aşırı pişmanlık
hissedebilirler. Bu tip kişilerin muhteşem hedefleri vardır ve her şeyi
yüceltmeye çok bayılırlar. Genelde bize gelen hastalarımız der ki hayatımda
gördüğüm en mükemmel psikolog sensin. Ama ben derim ki “beni bu kadar mükemmel
olarak bilmeyin eğer bu kadar mükemmel olarak bilirseniz yarın bir gün inanın
bunun sonucunda yerlebir olma ihtimaliniz var. Beni bu kadar yüceltmeyin”. Davranışsal Alan: Yeme bozuklukları, alkol ve
uyuşturucu bağımlılığı, kendine zarar verici davranışlar, dürtüsel cinsellik,
manipülatif intihar girişimleri, kıskançlık (öfkeli bir kaygı olarak duygu
alanına da alabiliriz)… Genelde borderline kişilik
bozukluğunun duygu alanı dışındaki en büyük problemlerinden bir tanesi ise
davranışsal problemlerin olmasıdır. Davranışsal problemlerin içinde en büyük
problem yeme bozuklukları, alkol ve uyuşturucu problemleri, kesme, biçme, jilet
atma, sigara söndürme gibi çok sayıda kendine zarar verici davranışlar
sergileyebilirler. Bir taraftan yine davranışsal problemler cinsel ilişkiler,
önüne gelen ve tanımadığı çoğu insanla bir anda cinsel isteği geldi diye ve
cinsellik olacak diye sadece o insanda bir sevgi görebilmek için bir gecelik
ilişkiler yaşayabilirler. Bir taraftan özellikle intihar düşünceleri var.
Manipulatif intihar dediğimiz insanlara gözdağı vermek, ders vermek ve içsel
öfkesini dürtüsel bir şekilde aniden yaptığı intihar girişimlerini çok sık
görürüz. Bunların sonucunda pişmanlık olacak olmasına rağmen genelde iş işten
geçer. Düşünsel alan: Kıskançlık (kıskançlık öfkeli bir
kaygı hali olduğu için duygusal alana da alınabilir), ya hep ya hiç tarzı
düşünceler, aşırı kuşku (paranoya), reddedilme terk edilme korkusu… Bozuk alanlardan düşünce boyutuna
baktığımızda ise daha çok kıskançlıklar olur. Bence kıskançlık bir taraftan
öfkeli bir kaygı halidir. Bir duygu gibi söylemek daha doğrudur. Ya hep ya hiç
tarzı düşünceler, paranoid düşünceler yani aşırı kuşkulanmalar, kendinin
aldatılacağından başka bir şey olacağından aşırı tedirgin olurlar. En fazla
reddedilmeye ve terk edilmeye karşı duyarlıdırlar. Terk edildiklerinde ve
reddedildiklerinde dünyayı yok bilirler ve çok ciddi bir öfkelenme ortaya
çıkar. Hem karşı tarafı cezalandırırlar hem de kendilerini cezalandırırlar. Bu
nedenle terk edilmelerde intihar davranışı kendine yapılmış bir cezalandırma
davranışıdır. Ya da kendilerine jiletler atarak kendini bir nevi
cezalandırabilirler ve karşı tarafa hayatındaki en büyük eziyeti
çektirtebilirler. Kendilik imajı ile ilgili bozukluklar: Dış görünüşü ile aşırı uğraşma,
yeme bozuklukları, ilişkilerde bağımlılık, yüzeyel kişisel ilişkiler, yalan
söyleme (insanlarda hayranlık uyandırmak için), nesne sürekliliğinin olmaması
(iş, aşk, arkadaşlık ilişkileri değişken) Bunun dışında dördüncü alan
kendilik imajı ile ilgili bozukluklardır. Buda genelde vücutlarında bir sivilce
çıkacak olsa bile saatlerce uğraşabilirler. Zayıflayabilirler, diyetler
yapabilirler. Kendilik imajları ile ilgili sürekli uğraşırlar. Dolayısı ile sürekli
kilo aldım kilo verdim gibi vücutları hakkında takıntı yapabilirler.
Güvensizlikler çok sıktır. İlişkilerde aşırı bağımlı bir duruma da
girebilirler. Kişiler arası ilişkiler çok yüzeyeldir. Genelde ilişkileri çok
harika gibidir ama derinine baktığınızda ya hep ya hiç tarzındadır. “Hayatımda
gördüğüm en mükemmel kişisin, biz acayip iyi anlaşıyoruz, aşık olduk hemen
evleneceğiz” gibi hızlı ilişkiye başlayıp sonra “ayrıldık, mahfoldum, dünyanın
en kötü insanıymış” deyip uçlarda
gezebilir. Bunlar ilişkileri bozan davranışlardır. Bir taraftan da sürekliliğin
olmaması en büyük özellikleridir. Bir nesne sürekliliği yoktur. İş hayatlarında
problem olur, ilişkileri problemlidir, biriyle çıkarlar, nişanlanırlar,
evlenirler, ayrılırlar hep inişli çıkışlı bir hayatları vardır. Çünkü
temellerine baktığımızda 2 ile 4 yaş arasında ailelerinde genelde anne ve baba
ile ilişki bozuklukları olabiliyor. Babaların terk etmesi gibi olaylar
neticesinde çocuğun kendi egosundaki birleşme bir türlü olmuyor. Bir şeyler
ayrık kalıyor ve içsel öfkesi sürekli olarak kalıyor. Cinsel tacizler bu
insanlara çok sık olur. Bazen abartılı bazen ufak tatlı yalanlar ve zararlı
yalanlar görürüz. Sınır kişilikte fantazisel yalanları da çok sık görüyoruz.
Hayatın merkezinin kendi olduğundan bahsederek olayları abartılı şekilde
anlatıp insanlarda hayranlık uyandırmak için yaptıkları olayla çok bağlantısı
olmayan bazı hikayeler anlatabilirler. Bunu karşısındaki insanları kendisine
hayran bırakmak için yapar. Dolayısı ile sınır kişilik
bunların hepsine baktığımızda çok ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor.
Kendilerine zarar verme davranışları her yerini kesip yerler kan içinde kalınca
ancak kendilerinin disosyasyonlarının (çoklu kişilik) çözüldüğünü ve
kendilerini fark ettiklerini görüyoruz. Çok ciddi bir problem olan borderline
kişilik bozukluğu cinsel taciz, 2-4 yaş arası anne baba ilişkileri, evden anne
ve babanın ayrılması, çocuğu başka birisinin büyütmesi, bizim gördüğümüz dikkat
eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların küçük yaştan itibaren
gerçekten doğru tedavi edilmiyor olmalarında kendileriyle olan kişilik
yapılarına oryantasyonunda bozukluklar ortaya çıkıyor. Benim kişisel olarak
gördüğüm olay ise reddedilme davranışı. Geçmiş süreç içerisinde
arkadaşlarının kendisi ile dalga geçmesi, guruplardan atması, dayak yemesi,
farklı şeylerle maruz kalma gibi travmalarla karşılaşmak bile çocukların bu tip
şemalar oluşturmasına neden oluyor. Tedavisi öncelikle kişinin bize
gelmesidir. Sosyal çevresinin, ailesinin desteği de bu konuda çok önemlidir.
Sınır kişiliğin ne olduğunu, özelliklerini, ona nasıl davranılması gerektiğini,
nasıl davranılmaması gerektiğinin bir uzman tarafından öğrenilmesi,
yakınlarının daha bilinçli olması, borderline kişinin yalnız olmadığını
hissetmesi hem sınır kişilik için hem de yakınlarının kendi ruh sağlıkları ve
uyumları için çok faydalı olacaktır. Ayrıca tedavi sürecini de kısaltacaktır.
Bu ciddi bozukluk için ne kadar erken zamanda bir uzmana danışılırsa, tehlikeli
ve dürtüsel davranışları (intihar, kendine zarar verme, madde kullanma vs)
yapma riski o kadar az, iyileşme süreci o kadar hızlı olur. Uzm Kln Psk Sabiha IŞIK |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Çocuklara cinsellik nasıl anlatılmalıdır? Ergenlere cinsellik eğitimi nasıl verilmelidir? - 11/01/2022 |
Çocuklarda cinsellik eğitimi çocuğun psikolojik gelişimi açısından çok önemli bir konudur. Özellikle bizim toplumumuz gibi cinselliğin tabu kabul edildiği toplumlarda cinselliği konuşmak çok ürkütücü gelebiliyor ebeveynlere ve ne zaman konuşacakları |
İçsel çatışma nedir? Ego (ben) çatışmalarımızla nasıl denge kurabilir? - 11/01/2022 |
Çatışmaların varlığı insanın nevrotik olduğunu göstermez. İstek, ilgi ve fikirlerimiz hayatın bir noktasında çevremizdekilerin istek, ilgi ve fikirleri ile çatışacaktır. Ayrıca çevremizdekilerle aramızda bu tür uyuşmazlıkların olması ne kadar doğals |
Erteleme davranışı ve Motivasyon - 04/01/2022 |
Kabul edelim hepimizin motivasyona ihtiyacı var. Ders çalışırken, işte çalışırken, üretken olmak için, gezmek için bazen ev temizlemek için bile motivasyona ihtiyacımız oluyor. O olmayınca hiçbir şey yapasımız gelmiyor. Peki bu durumun üstesinden na |
Mevsimsel depresyon nedir? - 31/12/2021 |
Depresyon, son yıllarda çok sık karşılaştığımız bir ruhsal bozukluk haline geldi. Bu kadar çok sık görülüyor olması aslında bir ruhsal grip olarak da adlandırılmasına neden oldu. Günümüzde her beş kişiden neredeyse bir tanesi depresyon tanısı almakt |
Mutlu olmak için neler yapmalıyız? Neden mutlu olmak istememize rağmen mutlu olamıyoruz? - 21/12/2021 |
Mutluluk ile ilgili iki teori vardır. İlki mutluluk dış kaynaklıdır der. Yani dışarıdaki şartlar uygunsa insan mutlu olabilir der. Diğeri dışarıdaki şartlardan bağımsız olarak insan kendi içinde mutlu olmayı başarabilir der. Mutlulukla aramızdaki du |
Sosyal medya bağımlılığı nedir? Sosyal medya modern insanın toplumsal uyumunu nasıl etkiler? - 17/12/2021 |
Sosyal medya bağımlılığı son 10 senedir psikiyatride sınıflandırma klavuzuna tanı olarak girdi. Davranışsal bağımlılık olarak biliniyor. Yani dijital bağımlılık. Bu bağımlılıkta kişi tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi onunla fazla zaman geçirm |
Ergenlik dönemi önemli noktaları - 06/12/2021 |
Ergenlik dönemi aslında evinde ergen olan bütün annelerin ve babaların çok iyi tanıdığı bir süreç ve bizimde çevremizde gördüğümüz ve evlerimizde bizimle birlikte yaşayan evlatlarımızdan dolayı tanıdığımız bir süreç. Ergenlik dönemi çocukluktan kop |
Sınav stresi nedir? Sınav kaygısı nasıl yenilir? - 03/12/2021 |
İnsanın sınavda yeterince başarılı olamayacağı, istenen başarının altında kalacağı ve bundan dolayı da başarısız olacağına ilişkin korkularına, kaygılarına sınav stresi diyoruz. Stres ve kaygı aslında insanı belli anlamda koruyucudur. Belli bir düz |
Uzman Klinik Psikolog Sabiha IŞIK İstanbul - 0530 122 11 02 - 26/11/2021 |
1987 yılında Bulgaristanda doğmuştur. Lisans eğitimini İstanbul Bilim Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünde tamamladıktan sonra İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimini bitirm |
Devamı |